AK Parti: Evlatları kurban etmeyin

 

AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı Ayşe Keşir, Manisa'da AK Parti İl Kadın Kolları'nın istişare ve değerlendirme toplantısına katıldı. Parti İl binasında düzenlenen toplantıya Mali İdari Başkanı Betül Can, AK Parti Manisa İl Kadın Kolları Müzeyyen Yoğurtçu, ilçe başkanları ve yönetim kurulu üyeleri katıldı. AK Parti Kadın Kolları'nın 1 milyon 200 bin üyesiyle değil, Türkiye'nin ve dünyanın bile en büyük siyasi örgütü olduğunu söyleyen Keşir, Kurtuluş savaşı ve
cumhuriyetin ilanından bu yana kadınların çok önemli yerlere sahip olduğunu belirtti. Keşir, Nene Hatun'ların, Fatma Bacı'ların Tük kadını için önemli insanlar olduğunu vurguladı. Siirt'in Pervari ilçesinde bir çatışmanın yaşandığını ve bu çatışma sonucunda şehit verildiğini ifade eden Keşir, "Şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum. Ama inanıyorum ki bu coğrafyada, bin küsur yıldır var olan bizler, bu güne kadar pek çok sorunu çözdüğümüz gibi annelerin harç olma becerisiyle çok acı
da olsa bu sorunu birlikte çözeceğiz. Yeter ki çözüm odaklı olalım, yapıcı olalım. Bu kötü siyasete evlatlarımızı kurban etmeyelim. Bugün ne yazık ki gerek muhalefette, gerek onların yandaşlarını görüyoruz, 'AK Parti'ye karşı olalım da gerisi ne olursa olsun'. Bu gemi batarsa, Türkiye batar. Bu gemiye bir şey olursa hepimiz gideriz. Tüm Türkiye gider. Bu gemi içinde bulunduğumuz gemi hepimizin gemisi. Başbakanımız çözüm için her zaman herkese kapısını sonuna kadar açan bir lider" dedi.

 

Türkiye'nin 81 ilinde ve 900'a yakın ilçesinde bulunan AK Parti Kadın Kolları üyelerinin evlerinin ve teşkilatların direği olduğunu söyleyen, "Başbakanımız bu inançla, bu dirençle bizlerin her zaman yanında. Bizler gücümüzü ondan alıyoruz. Öncelikle il, ilçe teşkilatlarımızla çalışmalar içerisindeyiz. Çocuklarımızın geleceğine katkıda bulunmak için, çorbada önemli tuzumuz olsun diye buralardayız. Normalde bu saatte ya işinde olur kadınlar, ya da çocuklarına, eşlerine kahvaltı hazırlıyor olurduk. Ama siz
bu gün hem çocuklarınızın geleceği içim, hem partimizin, hem Türkiye'nin geleceği için buradasınız. Bugün ülkemiz referandum sürecinde. 8 Mart'ta Başbakanımız yaptığı bir konuşmada 'Kadınlar siyasetin, nesnesi değil öznesidir. İnanıyorum ki AK Parti kadın kolları tarih yazacaktır' diyor. Aslında biz hem tarihe tanıklık ediyoruz hem de tarih yazıyoruz. Siyasette muhafazakar demokrat kadınlar olarak, hem çocuklarımızın annesi, hem bu ülkenin geleceğinin söz sahibi olarak bundan 10 yıl, 20 yıl, 30 yıl sonra AK
Parti Kadın Kolları var diyecekler. Şöyle şöyle çalıştılar diye tarih yazılacak" dedi.

"TÜRKİYE İKİNCİ BİR KADIN DEVRİMİNİ YAŞIYOR"
En büyük güçlerini Başbakan Erdoğan'ın gücünden, inancından aldıklarını belirten Keşir, "7 yıldır gerek parlamentoda gerek yapılan çalışmalarla kadınla ilgili bir anlamda tarih yazılıyor. Yapılan yasal düzenlemelerle, açılımlarla Türkiye bir anlamda ikinci bir kadın devrimini yaşıyor. Niye; çünkü kadın erkek eşittir ibaresi bizim dönemizde anayasa ya girdi. TCK'da töre-namus cinayetlerle ilgili düzenlemeleri biz yaptık. 'Haydi Kızlar Okula' kampanyasıyla 350 bin kızımız okula kazandırıldı. Eğitim dışında
kalan kızımız. 'Ana kız Okula' kampanyasıyla ana kız eğitime kazandırıldı. Tüm bunlar görülmüyor. Sadece Başbakanımızın ısrarla üzerinde durduğu 3 çocuk konusuyla üzeri kapatılıyor. Bizler evlerine kapatılan kadınlar mıyız? Ben inanıyorum ki Türk kadınında öyle bir enerji, öyle bir güç var ki hem çoluk çocuklarına iyi anneler, iyi kadınlar olacaklar, hem de bununla beraber memleketlerine ve siyasetle ilgili önemli adımlar sağlayacaklar. Biz kadınlarda bu enerji ve güç var" şeklinde konuştu.
Kendilerini çalışan ve siyaset yapan kadınlar olarak gördüklerini belirten Keşir, bazılarının kadınların ön planda olmasından rahatsız olduğunu vurguladı. Keşir şöyle devam etti:

"Bizler hem çalışan kadınlar hem de siyaset yapan kadınlarız. Bizler hem geleneklerimize bağlı, hem bizi biz yapan değerlere sahip çıkan kadınlarız hem de bir anlamda yüzümüz tüm çağdaş ve modern kadınların profiline dönük kadınlarız. Bu anlamda sizlere daha çok görevler düşüyor. Anayasa değişikliği sürecinde gördük ki bazıları kadınların ön planda olmasından rahatsız. 'Kadını eve kapatıyorsunuz' diyenler, parlamentoda anayasa paketinde kadınlarla ilgili madde görüşülürken ya oy kullanmadılar ya da
'hayır' oyu kullandılar. 'Partileri kapatıyorsunuz' diyenler, daha yeni partileri kapatılanlar oy kullanmadılar. 'Daha dün demokrasi mücadelesini biz verdik' diyenler oy kullanmadı. Hatta o kadar ileriye gittiler ki milletin vekili olarak seçilmiş insanlara güvenemediler. Oy kullanma kabinlerine gönderemediler. Milletin vekiline güvenmeyen bir siyasi, bir demokrasi anlayışı olabilir mi? Tüm bunları herkesle paylaşın. Tüm bunlar milletin gözü önünde cereyan etti. Artık o öyle dedi bu böyle dedi diye
kimseyi etkilemesin. Hızlı adımlar atmak için sizlere ihtiyacımız var."