İHH'dan alınan bilgiye göre, ölenlerin isimleri, şöyle:
“İbrahim Bilgen, Ali Haydar Bengi, Cevdet Kılıçlar (İHH Personeli), Çetin Topçuoğlu, Necdet Yıldırım (İHH Personeli), Furkan Doğan, Fahri Yaldız, Cengiz Songür, Cengiz Akyüz”
İHH'ya göre Çelebi Bozan, Osman Kurç, Aydın Ataç da kayıp ya da İsrail'de hastanede olabileceği belirtilenler kişiler arasında yer alıyor.
İSRAİL'İN SALDIRISINDA ÖLEN 8 YARDIM GÖNÜLLÜSÜ SON YOLCULUKLARINA UĞURLANDI
İsrail'in yardım filosuna açtığı ateş sonucu hayatını kaybeden 9 kişiden 8'i, Fatih Camii'nde düzenlenen törenle son yolculuklarına uğurlanırken, aileleri şehit düşen yardım gönüllülerinin ardından gözyaşı döktü.
Fatih Camii'ndeki cenaze törenine, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, milletvekilleri, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, AK Parti İl Başkanı Aziz Babuşçu ile Suriye Deniz Hukukundan Sorumlu Bakan Dr. Bashar Al Sha-ar, İran'ın İstanbul Başkonsolosu Seyed Kamal Yasini ve kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü de katıldı. Cami
çıkışında kısa bir açıklama yapan Bakan Yıldız, "Hepimizin başı sağolsun" dedi.
Kameraların yoğun ilgi gösterdiği Cübbeli Ahmet Hoca, "Deniz şehidinin hiçbir günahı olmaz. Onlar deniz şehidi. İsrail, peygamber öldürmüş bir topluluk. Peygamber öldüren topluluğa karşı mücadele ettiler, onlar şehit ve günahları yok. Biz de onlardan şefaat almaya geldik" diye konuştu.
Saldırıda hayatını kaybeden Furkan Doğan'ın babası Ahmet Doğan, oğlunun tabutu başında uzun süre gözyaşı döktü. Ahmet Doğan, "Bir oğlum daha var. O'nu da bu uğurda gönderirim. Oğluma 5 tane kurşun sıkmışlar. Kafasından, vücudunun her yerinden vurmuşlar. Kurşunları yakından sıkmışlar" diye konuştu.
Saldırıda ölen Cengiz Akyüz'ün ablası Filiz Akyüz, tören boyunca elindeki Filistin bayrağını salladı. Filiz Akyüz, "Kardeşim bu uğurda şehit oldu. Şehit olduğu için çok mutluyum. İsrail'e lanet olsun" ifadelerini kullandı.
Ölenlerden İbrahim Bilger'in oğlu Yavuz Bilger de, "Babam şehit oldu. Allah bana da bu yolda şehitlik nasip etsin" dedi.
Saldırıdan yaralı kurtulan Muhammed Latif Kaya da, arkadaşlarını son yolculuklarına uğurlamak üzere tekerlekli sandalyeyle törene katıldı. Kaya, "Kardeşlerimize yardım götürüyorduk. İsrail haince geldi. Gemilerle, helikopterlerle saldırdılar. Biz onlarla mücadele ettik. Allah'a şükür bu uğurda yaralandım. Arkadaşlarım şehit oldu. İnsanlık dışı muamele yaptılar. Bizi hapishaneye götürdüler. Hapishanede MOSSAD ajanları bile İsrail askerlerinin yanlış yaptığını kabul etti. 'Askerlerimiz yanlış yaptı'
itirafında bulundular. Bir tane İsrail askerini denize attık Allah'a şükür" diye konuştu.
Yardım gönüllülerinden Orhan Demir, şunları söyledi:
"Denizaltılarla, helikopterlerle gemiye saldırdılar. Biz korsanlar saldırıyor sandık. Üçünü esir aldık. Silahlarını da aldık ama onlara bir şey yapmadık. Daha sonra bombalarla, kurşunlarla bize saldırdılar. Gözaltına alındık. Limana götürdüler. Sanki büyük bir donanmayı esir almış gibi kutlama yaptılar. Bize köpeklerle saldırdılar. Hapishanede yaşadığımız çile de çok büyüktü. Su vermediler, yemek vermediler. Sadece işkence yaptılar."
İngiliz Müslüman Loura Stuart, saldırı sırasında 4 kişinin ölümüne şahit olduğunu söyledi. Stuart, "Biz yardım için oraya gidiyorduk. Fakat İsrail bize saldırdı. Yaralananlar oldu, ölenler oldu. Ben dört kişinin öldüğünü gördüm. Daha sonra bizi hapishaneye götürdüler. Burada bize çok eziyet ettiler. Dünya kamuoyunun baskısı sonrası tavırları değişti. Yaptıkları suçu hafifletmeye çalıştılar. Bir daha İsrail'e gitmek istemiyorum. İsrail insanlık suçu işledi" dedi.
İskoç Cliff Hambley de, büyük işkenceye maruz kaldıklarını belirterek, "Filistin'e yardım için yola çıkmıştık. Çok sayıda bot ve helikopterlerle bize saldırdılar. Gerçek silah kullandılar. Gemide bir direniş oldu. Mücadele oldu fakat bizi daha sonra limana götürdüler. Limanda bize köpeklerle saldırdılar. Ellerimiz kelepçeli bir şekilde beklettiler. Hapishanede de durum farksızdı. Çok büyük eziyet vardı. Hapishanede Filistinli mahkumlarla birlikteydik. Yeni yapılmış bir hapishaneydi" diye konuştu.
İngiliz Peter Venner ise, bölgeye ilk giden konvoyda bulunduğunu belirterek, "Aynı sıkıntıları biz de yaşadık. Bu olayı öğrenince hemen Türkiye'ye geldim. Çok sayıda helikopterle arkadaşlarımıza saldırmışlar. Gittiğim ilk konvoydan güzel anılarla ayrıldım. Daha sonra İstanbul'a geldim. İstanbul'da camileri gezdim. Bana yapılan muamele ve gösterilen dostluk sayesinde Müslüman oldum. Çok mutluyum" ifadelerini kullandı.
Cenaze törenine katılan İran'ın İstanbul Başkonsolosu Seyed Kamal Yasini de, saldırıyı kınadı. Yasini, "Türk dostlarımızın cenazesine katılmaya ve acıyı paylaştığımızı iletmeye geldim" dedi.
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Suriyeli Bakan Al Sha-ar ise "Türkiye'nin acısını paylaşmaya geldim. Türkiye'ye desteğimiz sürüyor. İsrail'in bu tür saldırılarına alıştık. Dünyanın bir an önce 'buna bir son verilsin' demesi lazım" diye konuştu.
Cenaze törenine katılan binlerce kişi, Fevzipaşa Caddesi üzerinden Edirnekapı Mezarlığı'na yürüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.